AYŞE ARMAN, SAKAJEWA VE GÜRECE!

AYŞE ARMAN, SAKAJEWA VE GÜRECE!

8463
0
PAYLAŞ

Uzun yıllar önünden geçtiğiniz, dikkatinizi bile çekmeyen binaların, sokakların, bir anda değişip gelişmesi mümkün mü? Bu sorunun en güzel cevabı için Gürece’ye uğrayın derim.

Yaz başından bu yana farklı bir hareketlilik içerisinde olan Gürece’de köy kahvesinin müdavimlerine kadınlar eşlik eder oldu şu sıralar. Caminin altında bulunan dükkanlar kendilerine çeki düzen verip çeşitli sergilemeler yaparlarken, hemen karşılarında bulunan binalar da renksel değişimin öncüleri olmuşlar.

Daha Gürece girişinde bir kalabalık, sağlı sollu park etmiş araçlar, kadınlar, çocuklar, hatta beyler de sokakta geziyorlar. Daha düne kadar sokaklarında sadece köy halkı gezen, araçların su almak için dahi durmadıkları Gürece, bir anda kuğu gibi kendini göstererek belki de Bodrum’un en popüler en trend mahallesi oluverdi.

Neydi bunun sebebi? Kim, ne yaptı da Gürece bir anda sıvandığı çamurdan arınmış bir altın gibi parlayıverdi?

Ayşe Arman, Toyga İçözü

Aslında işin özünde sadece “SAKAJEWA” yani ilgi, iyilik ve tanıtım var. Herkes bu tanıtımı yapamaz mı? Derseniz yapar tabii. Ancak olayın kahramanı Ayşe Arman olunca, süreçler hızla aşılıp, değişim bir anda geliyor Gürece’ye.

Bu değişimin asıl kahramanı Ayşe Arman, bodruMania’ya şu şekilde anlatıyor SAKAJEWA’yı;

“Sakajewa kızım Alya ile çocukken yarattığımız hikayelerde doğada var olmayan hayvanları çizmeye çalışırdık. Sonra çizdiğimiz bu hayvanlara kelimeler yaratıp isimler verirdik. Aslında bir anlamı yok Sakajewa’nın. Bizim için saf sevgi, saf iyilik demekti Sakajewa. İkimiz arasında bir parolaydı. Kapıyı çaldığında parola derdim, “Sakajewa” diye cevap verirdi. Kısacası, Sakajewa bizim için her aman vardı. Hiçbir anlam ifade etmeyen Sakajewa kelimesinin bizim hayatımızdaki anlamı çok büyüktü.”

Sakajewa artık sadece aile içinde bir önem taşımıyor. Artık bir köy, bir kent, onlarca ev, yüzlerce yaşayan artık Sakajewa’nın anlamını biliyor. Sakajewa bir kahraman. Hem de herkesin kahramanı. Aslında bana göre bir anlamda o masaya oturan, o boncukları dizen, dizilmiş boncukları alan herkes birer “SAKAJEWA”.

 

Proje aslında olduğundan daha büyük. Soran herkese de, her detayı ince ince anlatıyor Ayşe Arman.  Bir köyün bir anda trend bir kimlik kazanmasına sebep olan bu projeyi gelin Ayşe Arman’ın anlatımıyla öğrenelim.

“Bu proje aslında yerel kalkınmaya destek projesi. Proje aynı zamanda da iyilik projesi olarak herkesi bir sosyal sorumluluğa davet projesi. Yaz sonuna kadar her hafta bir gün bir STK için yardım topladığımız, bunun karşılığında da kadın, erkek veya çocuk gözetmeksizin masaya oturup, dizdiğimiz boncuklarla bir kolye yapma projesi. Dernek veya vakıflara bağış yaparak isimlerini yazdıran 15 gönüllümüz ve köyden 5 kadınımız, kolyelerini yaparak, hem keyifli vakit geçiriyorlar, hem de sosyalleşiyorlar.

Kısacası köyümüzün her hafta değişen beş kadını da her etkinlikte kolye yapmayı bu masada öğreniyor. Daha sonra bu işten keyif alan Gürece’li kadınlar “Ben şu kadar kolye yaparım.” Diyerek üretmeye başlıyorlar. Yaptıkları kolyeleri belli bir ücret karşılığı alarak satışa sunuyoruz.  Böylece üreterek aile bütçesine katkıda bulunuyorlar.

Şimdilik Kadın Kanserlerine karşı kurulan Pembe İzler Derneği ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) için yaptığımız etkinliklerimiz aslında tüm STK’lar için açık. Burada önemli olan Kolye yapmak için bir kuruma bağış yapılması şartı. Günlerimiz de benim röportaj takvimime göre değişkenlik gösteriyor. Ama her hafta mutlaka gerçekleştiriyoruz.”

 

Aslında İyilik Kolyeleri veya bilinen adıyla Sakajewa Kolyeleri’nin hikayesi çok daha önceye dayanıyor. Tamamen hobi olarak başlayan ancak Ayşe Arman’ın elinde dev bir iyilik Kampanyasına dönüşen bu proje Hindistan’da başlamış.

“Ömer’in işi nedeniyle Hindistan’a taşındığımızda kendi kendime ufak ufak kolye dizmeye başladım. Kendim için yaptığım bu kolyelerin sayısı arttıkça artıyordu. Bir gün ne yapacağımı bilmediğim 50 kolye vardı elimde. Kolyeci değildim. Tasarımcı değildim. Kolyeleri satacak halim de yok. Bir arkadaşım bana “Neden sosyal medyanı iyilik için kullanmıyorsun? Herhangi bir şirket, her kim ki, bu kolyeleri kadın çalışanlarına takmak istiyor, bir sivil toplum örgütüne bağışta bulunsun, sen de bu şirket için 3 post yayınla.”  diyerek bir öneride bulundu. Gerçekten de büyük ses getirdi. İlk olarak Toyota kadın çalışanları için Tohum Otizm Vakfı’na 15 Bin TL bağışta bulundu. Yaptığımız tanıtım çok ses getirdi. Hem ben, hem Toyota, hem de vakıf bu işten çok memnundu. Derken bu iş böyle gelişmeye başladı. 15 Bin Tl derken 60 kurumdan 35 STK’ya toplam 1.6 Milyon TL kaynak yarattık. İyilik Bulaşıcıdır sloganıyla yolumuza devam ederken, olaya ünlüler de dahil oldu. Saffet Emre Tonguç ile Adana’da birçok ünlünün katıldığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) için düzenlenen bir gecede ünlüler ellerinde 50 kolye ile çıkıyor sahneye, “Bu gece ÇYDD için buradayız. Bu 50 kolye ne kadar veriyorsunuz?” diyor biri çıkıp 50 Bin TL’ye alıyor. Gerçekten iyilik bulaşıcıydı. Yayılıp, herkese bulaştı. O gece 225 Bin TL yardım toplandı.”

Dünyanın karanlık bir dönemden geçtiğini vurgulayan Ayşe Arman, iyilik yapmanın keyfinin herkese çok başka bir his yarattığının üzerini çiziyor.

Gürece sakinleri için bir komşudan farklı bir kişi değil Ayşe Arman. Yarattığı  iyilik köyüne herkes girebiliyor. Köy halkının, çocuklarının, kadınlarını uğrak mekanı. Kapısı herkese açık. Yeter ki siz de bir iyilik yapmak isteyin. Ayşe Arman’ın Gürece ile ilgili, iyilik yapmakla ve herkesi bu iyiliklere bulaştırmakla ilgili çok fazla hayali var. Dilerim bu hayalleri gerçek olur. Çünkü iyilik her zaman kazanır. En umutsuz anınızda bile.

En büyük iyilikler sizlere de bulaşsın. Sizlerden de çevrenize, yaşadığınız şehirlere, kentlere, ülkemize dünyaya…

“SAKAJEWA”

YORUM YOK

BİR CEVAP BIRAK

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.