Kendini caz çalan bir gitarist şarkıcı olarak tanımlıyor. Caz akorlarını kendi kendine kareli kağıda yazarak öğrenen Murat Arkan ile 8. Uluslararası Bodrum Caz Festivali konseri öncesinde Dibeklihan’da Bodrumania için konuştum.
Pınar Pişkin: Murat Bey ben sizi geçtiğimiz Şubat ayında Nardis’te dinledim ve Bodrum’dan gelip sizi Nardis’te dinlemek enteresan oldu, sizi öyle hatırlıyorum. O akşam hem çok keyifli bir dinleyici grubu vardı hem de Michael Franks söylemiştiniz.
Michael Franks’e benzetilmek ne demek?

Murat Arkan: 30 yıl önceye dayanıyor, ben bir gitarist şarkıcı olarak başka arkadaşlarım beni benzetti. Ben de çok seviyordum zaten, pop caz (smooth caz) tarzını çok seviyorum sanıyorum dünyada Michael Franks projesi yapan biziz, 20 yıl İstanbul’da çaldık çok eski arkadaşlarımla ve her konserde her projede başka bir şarkıcı misafir ettik. Orada dinlediğinize çok sevindim Michael Franks tabiki çok önemli bir müzsiyen benim için.
Pınar Pişkin: Caz ne zaman nasıl başladı?
Murat Arkan: ODTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde okudum. 1990’da mezun oldum, Bilkent Üniversitesi’ne İç Mimarlık Yüksek Lisansı yapmaya gittim ve orada kompozsiyon bölümüne de yetenek sınavıyla girdim. Aslında bir dönem sonra caz bölümünün açılmasını bekliyordum. Bilkent Üniversitesi’nde Caz Bölümü açıldı orada okudum ama o bölüm çok uzun sürmedi ben de askere gitmek zorunda kaldım. Ama sonrası hep cazla geçti mesleğimi bıraktım İtalya’ya gittim, İtalya’da Berklee Müzik Okulu’nda yaz okulunda okudum (1996), Bilgi Üniversitesi’nde (2003) caz bölümünde yüksek lisans yaptım. Hayatım hep cazla geçti, bir müzisyen olarak sadece cazla ilgilenmiyorum, bir gitarist şarkıcıyım, hayatta kalmak için kaliteli olan her müziği, her şeyi çalıyorum, Bodrum’da da hayat böyle geçiyor.

Pınar Pişkin: Bodrum’da olmak nasıl, burası beslendiğiniz yer diyebilir miyiz?
Murat Arkan: Bodrum çok özel bir yer, çok güzel bir iklim ve burada çok güzel insanlar var. İstanbul’a göre çok yavaş bir şehir, burayı seviyorum, elli yıldır biliyorum benim ailem de Bodrum’a aşıktı. Pandemiden sonra biz bir şekilde geldik buraya ve bir daha İstanbul’a geri dönmek istemedik. Sadece konser için İstanbul’a gidiyorum ama kaçarak geri dönüyorum çünkü buradaki huzur çok özel.
Photo Credit: Barkın Kurt