Corona virüsünden kaynaklanan salgında ciddi sayılarda insan enfekte oldu, bazıları hayatını kaybetti. Bu sürecin başka bir tarafı da, karantina hayatlar. Özellikle, ev dışı hayata alışkın olan insanların karantina hayatına alışması oldukça zor olduğunu, karantindaki insanların sosyal medya paylaşımlarından anlıyoruz. Bir İtalyan’ın evde sosyalize olmadan oturması, kendi dünyasında deveye hendek atlatması gibi kabul ediliyor.
Bir haberde ise, Çin’de boşanma oranlarının dramatik şekilde arttığından bahsediliyordu. Bunun da Corona virüsü bağlamlı olduğu söyleniyordu. Naçiz aklım konuları birbirine bağlayamadı ve anlamlandıramadı ama biraz araştırınca, bir virüsün nelere yol açabileceğini hayal bile edemediğimi zorlukla kavradım. Corona virüsü nedeniyle karantina altına alınan kişiler evli oldukları zat’larla uzun süredir bir arada olmadıkları kadar bir arada bulununca; birbirlerine katlanamadıklarını idrak etmişler ve hukuktan yardım alıp , boşanmaya karar vermişler. İlk anda böyle bir durumun gerçekliğine inanmak zor gelse de, boşanma rakamlarını açıklayan bir memurun ağzından dinleyince konu somutlaştı.
Evlilik kurumunun temeli, tarafların birbirlerine özellikle zor zamanlarda destek olması odaklıdır. Boşanma davalarında, bir tarafın evlilik içerisinde diğer tarafa destek olamaması, bir kusur ve boşanma nedenidir. Dolayısıyla, virüslü, karantinalı günlerde evlilik kurumunun çatısı altında olanların birbirlerine destek olması beklenirken, aksine boşanma davası açmaları, kurumun niteliğine aykırılık içerir. Bu durum Türkiye’de yaşansa, bu nedenle açılan bir boşanma davasının reddedilmesi muhtemeldir.
Tabii Çin’de yaşanan bu durumu, Çin aile hukukuna vakıf olmadığım için hukuken yorumlayamıyorum. Ancak ülkemiz hukuku ile kıyasladığımızda, bu bakış açısı ile bir boşanma davası açılması, çok da amaca hizmet etmezdi ve boşanma hukuken gerçekleşemezdi diye düşünüyorum. Yani karantina günlerinde, koştura koştura boşanma davası açılması hem vicdani olarak, hem de hukuki açıdan tatmin edici gelmiyor. ncak Çin’de durum öyle bir noktaya gelmiş ki, taleplerin yoğunluğundan, 18 Mart’a kadar yeni bir boşanma davası talebi alınmayacağı açıklaması yapılmış.
Burada gülmekten başka bir tepki geliştiremiyor insan çünkü birbirine destek olmak için evlenip, karantina gibi zor bir zamanda boşanmanın ironisine ancak gülünür.
































