Türkiye olarak Koronavirüs ile sınavdan geçtiğimiz bu günler, öncelikle bireysel olarak bu sınava nasıl hazırlandığımızı gözden geçirmek bu günlerde bizim en önemli ödevimiz. Zira bu sınav uzun soluklu ve gerçekten zor bir sınav.
Herkes kendini garantiye almaya çalışırken, büyük şehirlerden yazlık evlerimize kaçarak, bu dönemi daha huzurlu atlatmayı hedefliyoruz. Ancak bu huzuru yine dışarılarda aramak sağlığınızı tehlikeye atmanız demek olduğu gibi, size etki etmeyen bu virüsü başkalarına bulaştırabileceğiniz gerçeğini de gözardı ettiğinizin bir göstergesi. O nedenle zorunlu haller dışında yaptığınız gezilere mutlaka son vermelisiniz.
Tüm dünya kendini eve kilitlediği bu günlerde Bodrum’da yükselen “Gelmeyin…” feryatlarında haklı olunan bir konu da yukarıda bahsi geçen eylemlerden kaynaklanıyor. Sizler ne yazık ki, geldiğiniz yörelerden virüsü taşıyarak getirmiş olabilirsiniz. Bunun farkında olmadığınız gibi, önlemlere de uymayarak aslında Bodrum’da yaşayan herkesi de riske attığınızı unutmayın.
Vatandaşların yükselen çığlıkları arasında bir diğer konu da inşaatlar. Bu konudan ben de oldukça rahatsız olduğumu dile getirmek isterim. Öncelikle tamamen kişisel hijyenin hiçe sayıldığı ortamlar, bu virüsün daha hızlı yayıldığının bir gerçeği. Sabahları inşaatlara işçileri taşıyan servis minibüslerinden tutun da, küçük araçlarda sıkış sıkış oturan, ellerinde eldiven, çenelerine inen maskeleriyle sigaralarını tüttüren çalışanlar da aynı havayı soludukları gibi temas mesafesiz bir ortamda güle oynaya bizlerin hayatlarını da tehlikeye atıyorlar. Zira trafiğin daha da azaldığı bu günlerde artık yollarda çok daha hızlı hareket eden, frene basmak yerine kornalara asılan hafriyat kamyonları, beton mikserleri daha da tehlike saçarak virüs kadar etkili birer tehlike olmaya devam ediyorlar.
Şunu da belirtmek isterim. Aslında kimsenin inşaatlarla bir derdi de yok. EN önemli sorun bir denetleme mekanizması olmadan, bizlerin aldıkları önlemleri delecek şekilde virüs yayılma hızını arttırma ihtimalleri. Ne de olsa inşaat çalışanları ve bizler aynı marketlerden alışveriş yapıyor, marketlerde aynı havayı solumak zorunda kalıyoruz. Evet bizlerin maskeleri eldivenleri var tabii Ancak karşıdaki vatandaşın seninle aynı özeni göstermeyince, insanlarda bir panik ve endişe de hüküm sürüyor.
Bodrum’da geçen yıl baş gösteren sinekler de yumurtalarından çıkmaya başlıyorlar. Bu virüsün haşaratlar yoluyla yayılması endişesi de bir kısım Bodrum yaşayanının ortak sorunu haline gelmiş durumda.
Yapılan araştırmalar, bu gibi bir bulaşmanın pek mümkün olmadığını söylüyor aslında. Sıtma, sindbis, sarıhumma, dang humması, zika, Batı Nil virüsü gibi birçok hastalığın taşıyıcısı olan sivrisineklerin Covid-19 ile bulaşması konusunda konunun uzman örgütü tarafından yayımlanan bir makale bu soruya %100 olmamak kaydıyla şu şekilde cevap veriyor;
“Dünya Sağlık Örgütü DSÖ’den yapılan açıklamada, corona virüsün sivrisinekler ya da diğer haşereler aracılığıyla insana bulaştığı yönünde veri olmadığı belirtildi.
Corona virüsün Afrika ve Latin Amerika’da daha düşük seviyede seyrettiğini belirten DSÖ, bu bölgelerde corona virüsün sivrisinekler aracılıyla bulaştığı yönünde vaka bulunmadığını da vurguluyor.
Dünya Sağlık Örgütü, yeni tip corona virüsün kan yolu ya da deriden temas yoluyla buluşmadığını vurgulayarak şu açıklamayı yapıyor:
“Yeni tip corona virüs (Covid-19) bir solunum yolu virüsüdür. İnsanların öksürmesi ya da hapşırmasıyla bulaşabilir. Ya da bir yüzeyin üzerinde insanların ellerine bulaştıktan sonra, o elin ağız ya da buruna götürülmesi yoluyla bulaşabilir.”
Kaynak: NTV
Evet Bodrum gergin, Bodrum Bekelentili, Bodrum en yorgun haliyle, en dinç olması gereken bir döneme girecek. Bu dönemde yaralarımızı sararken, birbirimize ihtiyaç duyacağız. O nedenle her zaman özellikle sosyal medyada da günlük hayatımızda olduğu gibi, birbirimize olan mesafelerimizi koruyalım. Bir Bodrum var. Ve o, bizim olduğu kadar dünyanın da Bodrum’u. Bizim görevimiz ise Bodrum’a sahip çıkmak, onu aniden gelecek olan sezona hazır tutmak.
EVDE KALIN, SAĞLIKLA KALIN
