
Tasarım ve üretme bilinci ile erken yaşlarda tasarıma başlayan Özlem Süer, doğayı ve sanatı bir yaşam biçimi olarak benimseyen ağaçlarla öyküsü olan bir grup misafirini Pera Thai Kitchen of Bua Khao’da ağırladı.

Resimsel bir tatla, el emeğiyle şekillenen ağaç desenlerinin işlendiği ceketlerde Özlem Süer’in zarif dili bir sonraki tasarım vizyonu ile ilgili ipucu veriyor. Zamanın derinliklerinde kök salmış anıt ağaçlar doğaya duyulan saygının, yaşanmışlıkların, sürdürülebilirliğin sembolü olarak öne çıkıyor.



Anıt ağaç ceketlerinin herbiri ile misafirlere ağaç tohumları armağan edildi.




Anıt Ağaç Hakkında
Anıt ağaç, yaşlandıkça hem büyüklüğüyle hem de çevresindeki ekosistemle olan ilişkisiyle büyük bir değer taşıyan ağaçlardır. Genellikle nadir bulunan, tarihsel veya kültürel açıdan önemli türlerden olup, çok uzun yıllar boyunca varlıklarını sürdürebilirler. Bu ağaçlar, sadece biyolojik değil, aynı zamanda kültürel bir mirası simgelerler.
Türkiye’deki en bilinen anıt ağaçlar arasında, çınarlar, kestaneler, köknarlar ve meşe türleri bulunmaktadır. Yine de, anıt ağaçların korunması için daha fazla çaba harcanması gerektiği bir gerçektir.
Türkiye’deki anıt ağaçlar genellikle 300 ile 1500 yıl arasında değişen yaşlara sahiptir. En yaşlı örneklerden biri, Zonguldak’taki yaklaşık 4112 yaşındaki porsuk ağacıdır.
Dünya ölçeğinde bakıldığında, Türkiye’deki anıt ağaçlar yaş bakımından üst sıralarda yer almasa da, özellikle tür çeşitliliği ve kültürel önemi açısından dikkat çeker. Dünyanın en yaşlı ağaçları, genellikle Amerika’daki Bristlecone çamları (yaklaşık 5000 yıl) ya da İskandinavya’daki Norveç ladinleri gibi türlerdir.