BAHAR GELDİ GÜNEŞE DİKKAT

BAHAR GELDİ GÜNEŞE DİKKAT

1790
0
PAYLAŞ

Mart ayı ile başlayan ilkbahar mevsimi, havaların değişimi, güneşin açısının ve etkilerinin değişmesinde de etkin rol oynuyor. Baharın gelişiyle güneşin cildimize etkilerini değerlendiren Bodrum’un en bakımlı kadınlarının tercihi olan Alin Güzellik Merkezi’nin sahibi Tülin Akgül Kök,  konuyla ilgii şunları söylüyor;

 

“Doğa nasıl ilkbaharda uyanıp yenileniyor, filizleniyorsa, bedenimiz de baharın gelmesiyle tazelenir, yenilenir.

Tülin Akgül Kök

Bu nedenle bu aylarda gerek cildimizde, gerek bedenimizde daha fazla sorunla karşı karşıya kalabiliriz.

 

Diş sorunları, tırnak batma problemleri, saç dökülmeleri,  ciltte lekelenmeler, cansızlık, kolajen üretiminde azlık ve buna bağlı ciltte sarkma gibi sorunlar karşımıza çıkabilir.

Kışın bedenimiz kendini ısıtmak için yağ depo eder o sebeple bir iki kilo alınır ki kışın ısınabilsin. Baharın gelmesiyle de bu yağlar verilir. Vücut yaza hazırlanır. Melanin üretmeye başlar. Vücudumuzda sıcağı ve soğuğu algılayan iletkenler vardır. Hani üşüdüğünüzde kol tüylerinizin diken dek olduğunu hissedersiniz ya,  işte o durum vücudunuza üşüdüğünüzü haber veren iletken görevini görür.

Baharın gelmesiyle  vücut ısınır ve bu sefer ileti cisimcikleri şu iletiyi iletir güneş beni yakabilir yağ tutmayı bırak bana melanin üret.

Melanin bilinenin aksine hep leke yapmaz. Melanin hücrelerimizi, derimizi UV ışınlarından korumak için üretilirler. Vücudumuzu şemsiye misali güneşten korurlar. Fakat eğer  ilkbaharın gelişiyle hazırlıksız ve korunaksız uzun zaman güneşte kalırsak özellikle ellerinizin üzerinde ve alın göz etrafında şakaklarda lekelere sebep olabilir. Çünkü cilt henüz melanin üretmeye o kadar hazır değildir. Korunaksız cilt güneşten etkilenir ve hücre DNA’sında tahribata sebep olur. Bu da zamana içinde lekelenme olarak ciltte gözükür.

 

Normalde melanin üretimiyle bronzlaşan  derimiz anlamı ölü hücre tabakasıdır. Haliyle alttan yeni hücre üretildikçe üstteki  bu tabaka atılır, yenilenir ve yeni tabaka cilt yüzeyine çıkar. Bu yenilenme sürecinde cilt rengimiz açılır ve tekrar güneş banyosu yapıldığında ya da çıkıldığında hızlı bir şekilde cilt tekrar renk alır, bronzlaşır ve tekrar yenilenir. Sürekli bronz kalmamamızın sebebi bu yenilenmedir. Şuna da değinmekte fayda var. 3 cilt tipi bulunur.

Birinci tip; beyaz ciltliler melanin üretimi konusunda yavaştır. Çok hassaslardır ve bronzlaşmaları zordur. Güneşe çıktıkları zaman sadece kızarırlar. Deri hassaslaşır. Güneşte kalma. süreleri kısadır  ve çok zor bronz tende kalırlar.

İkinci tip ciltliler;  Önce kızarır kontrollü ve devamlı güneş banyosunda bronzlaşırlar. Daha az hassastırlar.

Üçüncü cilt tipleri ise daha dayanıklıdır güneşte kalma zamanları uzundur. Direk bronzlaşırlar ve bronzluklarını uzun sure korurlar.

Kendi cilt tipinize göre kendinize ve cildinize zarar vermeden bilinçli şekilde güneş banyosu yapmak en doğru olandır. Güneşten alınacak D vitaminine cildinizin ihtiyacı  olduğunu düşünürsek cilt tiplerine göre sağlıklı bir şekilde cildi zorlamadan, yakmadan, güneşlenmek en doğrusudur.”

 

YORUM YOK

BİR CEVAP BIRAK

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.