Devlet Opera ve Bale Sanatçısı, heykeltraş Mehmet Can Ağlaç’ın elinde dönüştürülebilir malzemeler yeni bir kimlik kazanarak hikaye anlatan heykellere dönüşüyor. Hemen bakıp geçemeyeceğiniz heykele ve dönüştürülebilir malzemelere bakış açınızı değiştirecek bu sergiyi 28 Eylül’e kadar Dibeklihan’da görebilirsiniz.
Mehmet Can Ağlaç ile Dibeklihan’daki söyleştik.
Pınar Pişkin: Mehmet Can Ağlaç hem müzisyen hem de heykel sanatçısı, notaların heykellerin ortaya çıkmasında ne derece etkili? Sanatçı Mehmet Can Ağlaç kendisini nasıl anlatır?
Mehmet Can Ağlaç: Notalar demesek de müzikle başlayan profesyonel sanat hayatımın şöyle bir etkisi oldu;12 yıl Antalya Devlet Senfoni Orkestrasında,13 yıldır da İzmir Devlet Opera ve Balesinde Flüt sanatçısı olarak çalışmaktayım.Klasik müzik oldukça sıkı ve kurallı bir disiplin.Senfonide çalarken eğlenme fırsatları bulsanız da Operada genellikle ağır konular ve dramlar hakim.Ben heykele bu ağır konulardan, 150 kişi ile aynı anda konsantre bir şekilde iş ortaya çıkardıktan sonra kafamı rahatlatmak, eğlenmek ve biraz da kendi içime dönmek için başladım.Müziğin etkisi belki soyut düşünme kabiliyeti, konservatuvar eğitiminin etkisi ise çalışma disiplini olabilir.


Pınar Pişkin: Urla’da yaşıyor, üretiyorsun, Bodrum’la da organik bir bağ var, geçmiş yıllarda Gümüşlük’te Oda Müziği Festivali’nin koordinatörlüğünü yaptığını biliyorum. Yaşam alanın ve üretimin anlamında Urla ve Bodrum nasıl bir ilişki içinde?
Bodrum’da annem ve ablam yaşadığı için sürekli bir bağım var. Dediğiniz gibi burada bir oda müziği festivali düzenledim ama umduğum gibi gitmedi. Şimdilerde ise Urla’da Alan Pa diye bir sanatçı kolektifinin içindeyim ve atölyem burada. İzmir’de Opera prova ve temsillerine gittiğim için Urla güzel bir nokta oldu benim için. Bodrum’da bir atölyem bulunmadığı için burada bir üretimim olamıyor maalesef.

Pınar Pişkin: Dibeklihan’daki sergi sürecini ve atık malzemeden üretim sürecini merak ediyorum, atık malzemeleri toplamak ön hazırlık mı oluyor, dönüştürebileceğin materyalleri gördüğün an’da biliyor musun onların nelere dönüşeceğini?
Dibeklihan’a geldiğim seri asamblaj yani hazır malzemeleri birleştirdiğim hem de bunları ağaç yontularla birleştirdiğim işlerimin olduğu bir seri.Değişik formdaki objeleri gördüğümde üzerlerine hikayeyi kurgulamaya başlıyorum.Ortaya çıkarmak istediğim formun ihtiyacına göre başka objeleri de toplamaya devam ediyorum.İhtiyaç duyduğum formda bir obje bulamazsam da o parçayı ağaçtan yontuyorum.Bu süreç genellikle böyle işliyor.
Bundan sonraki projelerle ilgili tüyolar alabilir miyiz, Bodrum sergileri devam edecek mi, yoksa bizler Alaçatı’ya mı geleceğiz?
Bundan sonra 4 Ekimde Alaçatı’da bir koleksiyonerimin evinde kapalı bir sergiye katılacağım.Bu bir özel davet şeklinde olacak.7 Ekim’de ise Urla’da Pintura otelin sanat galerisinde iki hafta sürecek bir karma sergide bulunacağım.Sonrasında hem operanın sezonu açılması hem de yeni işler çıkartmak amacıyla önümüzdeki yaza kadar kapanacağım. Önümüzdeki yaz ise yine Bodrum’da bir projeye dahil olacağım,ancak tarih ve ayrıntılar şu an çok net olmadığı için bilgi veremiyorum.